background

Glutamin İçeren Takviye Ürünler Faydalı’mı

Özel AVCLAB Merkezi Laboratuvarı

Glutamin İçeren Takviye Ürünler Faydalı’mı

Yapılan çalışmalar sağlıklı bir bireyin Glutamin takviyesi almasına gerek olmadığını ortaya koymaktadır. Glutamin takviyesinin yalnızca ağır hastalık (ağır yanıklar, ağır stres ya da bitin sporcular) durumlarında ve sınırlı etkisi olduğunu göstermiştir.

 Çalışma sonucu elde edilen bulgular;

Bağışıklık hücreleri hayatta kalmak, çoğalmak ve işlev görmek ve sonuçta vücudumuzu patojenlere karşı savunmak için büyük ölçüde glutamin varlığına bağlıdır. Katabolik/hiperkatabolik koşullar sırasında, glutamin talebi önemli ölçüde artar; bu durum, glutamin yoksunluğuna ve bağışıklık fonksiyonunun ciddi şekilde bozulmasına yol açabilir. Bununla birlikte, her katabolik/hasta veya kritik hastada düşük glutamin varlığı gözlenmez ve bu nedenle tüm bireyler glutamin takviyesinden fayda görmez. Glisemi gibi plazma glutaminin ve dokular arası metabolik akışın, bağırsak, karaciğer ve iskelet kasları gibi önemli organlar tarafından yüksek katabolizma sırasında bile sabit seviyelerde tutulduğunu dikkate almak önemlidir. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, hipoglutaminemi koşulları ve ciddiyeti insan ve hayvan çalışmaları arasında önemli ölçüde farklılık göstermektedir ve tek başına glutaminin dışarıdan sağlanması için rasyonel bir argüman sağlamamaktadır.

Bazı katabolik durumlarda ve/veya diyetten elde edilen glutamin eksikliğinde amino asit takviyesi gerekli olabilir. Bu bağlamda, glutamin takviyesinin bağışıklık özellikleri kapsamlı bir şekilde araştırılmış ve yeni sorular ve bakış açıları formüle edilmiştir. Örneğin, çalışmalar beslenme müdahalesinin sıklığını, hastalık veya stres durumuyla ilişkili optimal dozları ve diğer amino asitler veya dipeptit kombinasyonlarıyla eş zamanlı uygulamayı belirlemelidir. Ek olarak, gelişen metabolomik çağı, hücre fonksiyonu için kritik olan yeni metabolitleri (örneğin, makrofajlardaki Itaconate) tanımlayarak glutamin metabolizmasının karmaşık düzenlemesine ilişkin anlayışımızı geliştirme ve böylece "bağışıklık sistemi için yakıt" kavramının ötesine geçme potansiyeline sahiptir. ”